BİR HOLYVOOD FİLMİ

Teyzemin oğlu Orhan ve ben
Çok iyi arkadaşız gerçekten
Onunla dostluğumuz kadimden
Hukukumuzda çok eskilerden

O gidene kadar Almanyaya
Geçerdi zamanım hep onunla
Gezerdik bazen arabayla
Bazende kalırdık yaya

Birimiz diğerine dese haydi gidelim şuraya
Hiç tereddüt etmeden giderdik hemen oraya
Hatta gerekirse fezaya hemde uzaya uzaya

Ben orta üçteyken o orta birdeydi
İkimizin okuluda aynı yerdeydi
Ortaokulu Aksarayda okuyorduk
İkimizde milli eğitimin yurdunda kalıyorduk

Aksarayın Ortaköye mesafesi altmış kilometre
Yinede hissediyorduk kendimizi gurbette
Aksarayda geçen beş günlük süre
Sanki geliyordu bize beş sene
Bu yüzden çekiyorduk hafta sonunu iple
Bir an önce Ortaköye gidelim diye

Yine bir hafta sonu geldik Ortaköye sevinçle
Pazartesi sabahıda geri döndük Aksaraya hüzünle
Ne kadar zor şeymiş yaşamak gurbet ellerde
Üstelik mesafe çok yakın olduğu halde

Ama mevsimlerden kış aylardan ocak olunca
Pazar akşamından başlayan kar tuttu sonunda
Pazartesi günü hiç ders dinlemedim
Hep pencereden dışarıyı izledim
Şu kar biraz daha yağsa dedim
Tatil olması için için için dua ettim

Sonra çaldı bir ara teneffüs zili
Teneffüste okullar tatil olmuş dedi biri
Ne kadar tatlı şu arkadaşın dili
Daha ne olduğunu anlamadan girdik geri içeri

Derste sorduk tatil varmı diye hocaya
O da dedi aç tavuk görürmüş kendini darı ambarında
Bu durumda kalmıştı sevincimiz kursağımızda
Keşke hiç bitmeseydi bu rüyada
Biraz daha kalsaydım tatil modunda

O gün aralıklarla devam etti kar
Kah yağdı hızlıca kah ta azar azar
Bazen de fırtına şeklinde tozar
Sabaha karşı heryer buz tutar
Çevre köylerden gelemeyince arabalar
En sonunda çıkar valilikten karar
Okullar tatil olmuştur haftaya kadar

Önce sevinç çığlıkları attık
Sonra karın üzerinde taklaya kalkıştık
Birazda arkadaşlarla kartopulaştık
Kardan adam yapmayı da unutmadık
Her tarafımızın ıslanmasınada aldırmadık
Ve bir güzel tatili kutladık
Sonra telefona sarıldık
Biz geliyoruz diye haber salacaktık

O zamanlar sadece iki telrfon vardı köyümüzde
Birisi Muhtar Dursun Koyuncunun evinde
Abbasın dükkanındaydı diğeri de
Abbasın dükkanı bize yakın olunca
Telefon ettim Abbasın dükkanına
Saatlerce uğraşsamda
Yinede bakmadı kimse telefona
Anlaşılan ya evde yoklardı
Yada telefon arızalıydı
Yada sorun hatlardaydı

Sonra aradık Orhanları
Cevap vermeyince telefonları
Bizde gittik otogara
Cebimizde vardı sadece tekkişilik para
Aynı durumda iki arkadaş daha olunca
Dört kişi oturduk iki kişilik koltuğa
Biletli yolcular gelince kaldırdılar ayağa
Bu şekilde devam ettik yolculuğa

Neyse ki yol açıkmış Hıdırlıya kadar
Orada da çalışıyormuş graydarlar
Biz Hıdırlıya varıncaya kadar
Çoktan orayı da açmışlar

Şimdi tek engel hacıların rampa
Yapsada otobüs orada yalpa
Çok şükür atlattık orayıda
Sağ salim Ortaköydeydik saat altıda

Her tarafta kar olunca bende gitmedim köye
Sabah gün gözüyle giderim diye
Aslında Orhanların evi de uzaktaydı
Ama köye bakarak yakın sayılırdı
Bu arada havada iyice karardı
Karnımızda çok ama çok acıktı

Orhanlara gelince bulamadık kimseyi evde
Dedim bunlar ya köyde yada başka bir yerde
Boş ver dedi Orhan gidelim Postacı Hüseyine
O çok değer verir misafirine
Ayrıca arabası da var götürür bizi köye

Kapıyı açınca Postacı Hüseyin
Buyurun çocuklar içeri girin
Bizimle beraber yemek yiyin
Sakın ola utanıp çekinmeyin

Hemen oturduk sofraya
Bir güzel yedik patlaya çatlaya
Sonra ilşti gözümüz videoya
Orada oynayan Tosun Paşaya

Bu arada bol bol çerez yedik
Tosun Paşa bitince başka film yuk mu dedik
O da getirdi Kibar Feyzoyu ve Davaroyu
İkisinide izledik tüm gece boyu

Bizimkiler öğrenmiş okulun tatil olduğunu
Aramışlar hemen bizim kaldığımız yurdu
Oradan demişler onlar gitiler Köye
Demiş bizimkiler ama gelmediler eve
Bunun üzerine bizimkiler çok heyecanlanmış
Yurttakilerde haliyle meraklanmış

Hemen koşmuş bizimkiler otogara
Karışmış sorular sorulara
Geldimi iki çocuk bu akşam
Ne ikisi on çocuk geldi tam
Ama dediklerini çıkaramam
Çünkü ben onları tanımam

Bizimkiler tekrar gitmiş köye
Hala ortalıkta olmadığımızı görünce
Gelmişler Orhanların evine
Sormuşlar çevredekilere
Ama unutmuşlar sormayı Postacı Hüseyine

Tam bizden ümitlerini kesmişler
Polise Jandarmaya haber verelim demişler
Ve son kez köye gelmişler
Sonra Jandarmaya gidecekler

Bu arada bizde keyfimizi almıştık
Yeter bu kadar gidelim artık
Postacı Hüseyin dedi burada kalsaydık
Dedik belki merak ederler bizi
O zaman götüreyim sizi
Ve köye geldiğimizde saat tam oniki

O sırada bizimkiler de geldi
Ortalık önce şenlendi
Sonra duruşmaya geçildi
Önce iddialar dinlendi
Sonra söz savunmada dendi
Sonra kısa bir ara verildi
Bize son sözünüz ne dendi
Daha biz sözümüzü bitirmedende infaza geçildi
Biz yapmak istedik temyiz
Attılar bize birton sopa temiz
Tam iki saati buldu kendimize gelmemiz

Postacı Hüseyinin evinde filme daldığımızda
Meğer ne senaryolar üretilmiş hakkımızda
Kimi demiş bunlar tipide evi bilememiş
Kimisi si yok efendim yanlış otobüse binmişlermiş
Başka birisi bunlar Aksaraydan hiç gelmemiş
Başka biriside kesin bunları canavar yemiş
Ama canavar fazla uzağa gidemezmiş
Çünkü iki kişiyi yiyince karnı şişermiş
Ve bulunduğu yere devrilirmiş
Bu arada bazıları fenalık geçirmiş
Bazıları da krizlere girmiş
İşin aslı ise biz gelince öğrenilmiş

Hal bu ki bizim keyfimiz yerindeydi
Zamanın nasıl geçtiği dikkatimizi bile çekmedi
Postacı Hüseyin de kalkın gidin demedi
Çünkü adam iyi niyetliydi

Netice de onlar aramış bizi
Bizde izledik tam üç adet Kemal Sunal filmi
Arada ki farksa biz izledik film ve komedi
Onlarda yaşamış gerçek bir trajedi

Ama trajedi mutlu sonla bitti
Tıpkı bir Holyvood filmi gibi
Üstelik filmin kahramanları yerliydi
Başroldekilerse Orhan ve Aliydi

Ali Rıza BABA
Temmuz 2006 ANKARA