GÖKTEN DÜŞTÜ BİR KÜREK

Bir yaz sabahı geldi bize amcamın oğlu Abdulkerim
Haydi Ali seninle Çadıryerine gidelim
Tamam gidelim ama ben yürümeyelim isterim
Bunun üzerine biraz düşünen Abdulkerim
Merak etme dedi ben o işi hallederim

Biraz sonra getirmişti dedesi Tahir ağanın eşeğini
Haydi Ali bin de götürelim babamın sabah ekmeğini
O sırada annem elime tutuşturdu bizim yaprak küreğin
Neymiş efendim sulayacakmışım bizim kavakları akşam üzeri

Tıngır mıngır giderken eşeğin üzerinde
Top oynuyordu çocuklar Küt’ün bahçesinde
Tam köprünün başına gelince çağırdılar bizi de
Dönmedik yolumuzdan her ne kadar içimiz cız etse de


Önce harmanyerine oradan Hacı Veli’nin deresine
Sonra verep yere sonunda ulaştık Çadıryerine
Her ne kadar annem kavakları sulamamı tenbih etse de
Sanki eli kürek tutan herkes gelmişti o gün Çadıryerine
Bu halde bizim kavaklara su sırası gelmesi tabi ki nafile


Çıkardık ortaya getirdiğimiz çıkıyı bir ara
Olsa da çıkıda taze börek kalabalıkta gelmedi bize sıra
Bu arada Ahmet amca gönderdi bizi pınara
Pınarın başında bekliyordu bizi bir sürpriz
Zira orada yatan bir yılanla karşılaştık biz
Hemen kaçtık oradan bağırdık yılan
İnanmadı bize hiç kimse söylüyorsunuz yalan
Halbuki biz görmedik dinazor falan değil küçük bir yılan
Şahittir geçen yatsılara rağmen sönmeyen mum ve şamdan

Dönmüştük korkudan şaşkına
Bir testi su için gittik ta inin ardına
Birbirimize sarılıyorduk en ufak bir çıtırtıda
Biraz firek, salatalık toplayıp gidin dedi Ahmet amca en sonunda
İki kova firek birazda salatalık toplayınca
Yükledik heybeyi eşeğe düştük köy yoluna


Çadıryerinden köy yoluna düşünce
Atlamadı arktan bir türlü bizim eşek nedense
Biraz ikna biraz sopa zor aştık bu sorunu iki saatte
Tam köye girerken eşek hem cinsine ait gübreyi görünce
Olan oldu işte o zaman eşek gübre için eğilince
Sanki devreye girmişti ABS
Biz yuvarlandık eşeğin üzerinden yere
Her tarafımız olmuştu yara bere


Biz yanarken derdimize bir kürek düştü gökten
Elimizdeki kürek önce havaya fırlarken
Sonra kafamıza düştü sahiden
Bu sırada çeşmedeki kızlar kırılmıştı gülmekten


Gökten düştü bir kürek
Dayanır mı buna yürek
Ziyan oldu iki kova firek
Kaçtı gitti boz eşşek
Geride kaldı palazdan semer ve sapı kırık kürek
Yırtıldı zaten pantolon ve gömlek
Bu halimizle nasıl eve gitsek

Acaba evde yiyeceğimiz sopa kaç şelek
Yinede gittik eve sendeleyerek
Üstelik çeşmenin oradan geçerek


Sevgili dostlar aslında hepimizin vardır
Bir eşşekten düşme hikayesi
Önemli olan geri kalkmaktır

Boş laftan ibaret bundan gayrisi
Zaten hayat benziyor bir yolculuğa
Bu yolculukta kimisi eşşek sırtında kimisi de yaya
Bu esnada kimisi eşekten düşer kimisi de yürürken tökezler
Konuyla ilgili bak ne diyor büyükler
İnsanoğlu beşerdir şaşar
Başına gelenden ibret alan aşılmaz dağları aşar
İbret almayansa düz ova da şaşar


ALİ RIZA BABA