Köstekli Saat

Hacı amcanın varmış demiryolu armalı bir köstekli saati
Beklide bu saati almakmış ömründeki en önemli icraati

Hicazdan getirmiş o saati hem de 500 riyal vererek
Üstelik paranın para olduğu dönemde hiç esirgemeyerek

Takarmış saati takım elbisenin yeleğine özenle
Sürekli saat muhabbeti yaparmış kendisiyle gezenle

Saat kaç diye soran oldu mu öyle bir kasılırmış ki
Zannedersin ki hacı amca saatin değil sahibi mucidi inan ki

Hacı amcanın yolu düşmüş bir gün ankaraya
Bizimkisi saatini takmış gidiyormuş ulustan kızılaya

Yankesecinin birisi aşina olmuş hemen manzaraya
Bizimkide devam ediyor ha bre saatini çıkarıp çıkarıp takmaya

Yankesici dikilmiş hacının karşısına aniden
Selamün aleyküm hacıemmi saatinde pek güzelmiş sahiden

Ama bak hacı benzemez burası senin köyüne
Gelir adam çıkarır bir güzel saati yerinden ve koyar cebine
Sonrada girer kalabalığın içine
Sende bakarsın arkasından öylesine

Yankesici hem anlatıyor hem de dediklerini yapıyormuş
Sizin anlayacağınız saati alıp kalabalıkta kaybolmuş

Hacı sonunda anlasa da soyulduğunu
Yinede anlatmamış kimseye bu durumu
Çünkü aşamamış bir türlü gururunu

Bizimki dönmüş köye ve anlatıyormuş her yerde
Ankara da adamın saatini çaldılar gözümün önünde
Hem de güpe gündüz şehrin göbeğinde

Hacıyı iyi tanıyan bir dostu çakmış durumu
Sormuş hacıya biliyor musun saatin kaç olduğunu

Hacı gayri ihtiyari atmış elini cebine
Saatin yerine sümüklü mendil gelince eline

Başlamış hacı, şey, kem küm falan feşmekan demeye
Hem de boncuk boncuk terlemeye
Sonra anlaşılmış ki hacının anlattığı olaydaki kahraman
Yani güpe gündüz şehrin göbeğinde soyulan
Ta kendisiymiş hacının meğer Ankarada tokatlanan


Ali Rıza BABA

Eylül 2008