Hasattan sonra elde edilen buğday bulgur yapılmak için çeşitli aşamalardan geçer. Halk arasında hedik kaynatma olarak geçen bu iş sonbahar mevsiminde olur. Özellikle hasatın bittiği Eylül başında. Harman sonu çıkarılan buğday suyun bol olduğu ve akımın iyi olduğu bir derede yıkanır. Yıkanan buğday harmanlarda veya dere kenarlarında kurulan büyük bakır kazanlarda kaynatılır. Yenebilecek duruma gelecek kadar kaynatılan buğday daha sonra dışarıya serilmek için çıkarılır. Köyümüzde genellikle buğday sermek için geniş  veya düzlük alanlar kullanılır.

 

Kuruyan buğdayların ( artık bulgur olmuştur ) kabuğundan ayrılması gerekmektedir. Eskiden yöremizde bu işlemi kadınlarımız yapmaktaydı. Damlarda taştan yapılmış sokuların[C1]  içerisinde tokmakla bu bulguru dövmektedirler. Kaynatıldıktan sonra kurutulan bulgur sokuda dövülmeden önce tekrardan ıslatılır. Islatılmasının sebebi bulgurun dövülürken ezilmesini önlemek ve sokudan dışarıya sıçramasını engellemektir. Dövülen bulgurun kabuğu tamamen ayrılır. Daha sonra sokudan çıkarılan bu bulgur serilerek kurutulur. Kuruyan bulgurun rüzgârlı bir havada kadınlar tarafından savrularak kepeğinden ayrılması sağlanır. Savrulduktan sonra da eleklerde elenerek çöplerden arındırılması sağlanır. Elenen bu bulgur daha sonra değirmene götürülerek tamamen yenecek şekilde bulgur yapılır.  Çıkan bu bulgur üç şekilde olmaktadır. Bunun en ufağına – unsu  şekilde olanına – kavut denir. kavutun bir boy büyüğüne düğür, düğürün de bir boy büyüğüne bulgur denir