Bizim çocukluğumuzda okul maçları meşhurdu
Her gün her teneffüs en az yarım saat olurdu
Bu teneffüslerde hemen iki takım kurulurdu
Oyuncu sayısı ise neredeyse sınıf mevcuduydu
Tabiki kızlar oyuncu sayısına dahil değildi
Onlar kendi aralarında oynar eğlenirdi
Kızların oyunu kovalamaca yada çizgiydi
Bazı önemli maçlarda onlarda seyirciydi
Genelde iki sınıf birleşik şekilde aynı hocada okurduk
Mevcudumuz bazen 65 bazen de 70 civarında olurduk
Yarısı kız öğrenciyse geri kalan 35- 40 ta maç havuzuyduk
Bir iki fire olsa da her teneffüs koşar sahayı doldururduk
Takımlar yakın arkadaş yada mahalle esaslıydı
Takımın birinin kurucuları Hikmet ve Hacıydı
Diğer takımiın golcüsü Hazret Savaşta kaptanıydı
Diğer arkadaşlarda bu iki takıma eşit dağılırdı
Hatırladığım kadarıyla bu maçlara katılan arkadaşları hızlıca sayacak olursam
İlk takımı Hacı Hikmet İbrahim Veli Tekin Feridun Murat Serdar Sedat Yakup Bayram
İlhan Zahir Şinasi Bekir İsmail Taner Hasan Kudret Hazret Saffet Ömer diye saysam
Aklıma gelmeyen arkadaşlara burdan üzüntümü ve özür dileklerimi yollasam
Diğer takıma ise Hazret Savaş Hacı Ömer Ali diye başlasam
Sadettin Ramazan Hamza Sami Halil Hazret Mehmet Hızırı yazsam
Yanlarına İsmail Ünal Taner Murat İmdat Abdülkerimi koysam
İsa ve Kâmili de ekleyince Aşağı yukarı herkesi saydım sanırsam
Derste heyecanla beklerdik bir an önce çalsın diye teneffüs zilini
Zaten Kenan Hocam matematiğe ayırır mesaisinin neredeyse hepsini
Duyamazsın bugüne kadar başka derste işledik diyen herhangibirisini
Konumuz bu değil hakkımız helal olsun hayırla yâd edelim kendisini
Söylemek istediğim zaten çoğunluğumuz matematiği sevmezdi
O yüzden teneffüs zili bizim için ekstra önemli ve değerliydi
Hocamın dersleri ve malum cetveli nereden aklıma geldi şimdi
Söyle bakalım kerraat cetvelini ezberledin mi Ali Veli Şinasi efendi
Öğretmenlerimizin hepsinin biliyoruz kıymetini ve değerini
Hem Kenan ve Ömer Hoca hemde Yılmaz ve Nadire Hoca çiftini
Unutmadık Üçler Hoca Raşit Hoca ve diğer eğitim gönüllülerini
Allah razı olsun versin emeklerinin karşılığını ve ecrini
Bu maçlar eğer Harmanyeri boşsa genelde yapılırdı orada
Yada yapılırdı hemen okul önündeki küçük toprak sahada
Yaz kış soğuk sıcak demeden her türlü havada ve koşulda
Bazen öğretmen uyarırdı oynamayın çocuklar bu soğuk havada
Hikmetin sol ayağı harika Feridun Saffet ise çok hırslı
İbrahim Hacı Bayram Veli hem teknik hemde seri ve hızlı
Bekir iyi kaleci Zahir sert şut atıcı Serdar coşkulu heyecanlı
Ömer ve İsmail mücadeleci savaşçı İlhan ise çok soğukkanlı
Diğer takımda Hazret takımın bel kemiği Savaş toparlayıcı
Abdülkerim Hızır Hamza görev adamı Halil ve Sami ise markajcı
Sadettin koşucu presci mücadeleci Ramazan gol yollarında fırsatçı
İmdat oyun kurucu İsmail kaleci-oyuncu Hazret Ünal kıvrak çalımcı
Maçlar tam bir kısır döngü olsa da devam ederdik bıkmadan usanmadan
Bazen gol kaçırır Hasan pozisyona girerse affetmez fırsatçı Ramazan
Sakin tavırları ile acele etmeden pozisyonları gole çevirmesini bilir İlhan
Takımlarını kurtarır bazen sürpriz isimler bazen de H.Derviş yada Savaş kaptan
Bir maçta kaybedersek diğerinde kazanırdık elbet
İkili mücadeleleri genelde kazanır Saffet ve Kudret
Sol ayakla jenerik gollerin adamı her zaman Hikmet
Ona cevabı tüm takımı ipe dizip gol atarak verir Hazret
Sol kanattan seri çalımlarla ceza sahasına daldı tam gol vuruşunu yaptı Hazret
Her zamanki gibi vücudunu iyi kullanarak son anda nefis müdahale etti Saffet
İbrahim Veli verkaçı sonucu aldığı pasla sağ çaprazda kaleci ile karşi karşıya kaldı Hikmet
Bir anda can siperane bir şekilde vücudunu duvar yapıp kaleciyi geçen topu çıkardı Mehmet
Savunmamız çözüm üretmekte zorlanırdı Hacı Dervişin savunma arkası koşularında
Savaş adı gibi savaşırdı ve terden ıslanmadık yer bırakmazdı önlüğünde ve formasında
Günler böyle geldi geçti bazen kırda bayırda bazen top sahasında bazen de okulda
Yaşadığımız her şey kaldı artık hepimizin hafızasında anıların da ve hatıralarında
Bazen gol attık sevinç yumağı olduk TV deki futbolcular gibi coştukça coştuk
Bazen de tekme yedik yere düştük düştüğümüz yerden tekrar kalkıp yine koştuk
O çocuk yaşta ne kadar da mutluyduk en önemlisi gelecekten çok umutluyduk
Maçta tartışır birbirimize girerdik maç bitince sarmaşdolaş olur herşeyi unuturduk
Okul önünde çemen ekmek satardı Mehmet Ağa ve Emran Ağa’nın Yunus
Paramız olmayınca derdik Mehmet Ağa ve Yunus ağabeye almayacağız tokuz
Aslında paramız olsa bile parası olmayan arkadaşları düşünüyor harcamiyoruz
Zaten büyüklerimiz tembihlerdi hep oğlum kızım paraları çar çur etmiyoruz
Zamanla hayat rüzgarı savurdu attı hepimizi dünyadaki değişik kıtalara ve ülkelere
Kimisi Almanya Fransa Avusturya kimisi Belçika Hollanda ve daha nice yabancı memleketlere
İstanbul Ankara İzmir Adana Bursa Konya Kayseri Kırşehir ve Türkiye’deki diğer yerlere
Karıştık kaybolduk kaptırdık bıraktık gittik kendimizi kalabalıklara ve insan sellerine
Hafızamda kalan diğer karelerse siyah önlük beyaz yaka sırtımızda da bezden bir çanta
Yürüyerek okula giderdik yağmurda çamurda çaylak ta en küçüğümüz 7 en büyüğümuz 10 lu yaşta
Sınıfta yanmayan bir soba vernik kokan tahta sıra duvarda asılı toz tebeşirli bir kara tahta
Şimdilerde herkes ayrı hülya ve dünyalarda ayrı duygu ayrı fikir düşünce karakter ve mizaçta
Kimisinin saçlarına ak düşmüş kimisinin kafada saç bile kalmamış hatta
Bazılarımız vefat etti geri kalanlarda yalan Dünya’da yalandan hayatta
Kâh sevindik güldük oynadık yandık ağladık sızladık karalar bağladık kâh ta
Er geç elbet bir gün hepimizin üstüne örtülecek kara toprak taş ve tahta
Ali Rıza BABA
Mayıs 2025 bir diyarı gurbet
Artık geleneksel hale geldiği üzere ismi geçenlerle ilgili kimler olduğu konusunda kısaca açıklama yapayım.
TAKIM 1
1 Hacı Derviş: Emir Karanfil oğlu
2 Hikmet: Cafer Şahin oğlu
3İbrahim: Hamit Koyuncu oğlu
4 Feridun : Refik Beşikkaya oğlu
5 İlhan: Davut Koyuncu oğlu
6 Veli Hakan: Ömer Ateş oğlu
7 Kudret: Şamman Beşikkaya oğlu
8 Sedat: Şamman Beşikkaya oğlu
9 Zahir: Mehmet Koyuncu oğlu
10 Bayram( Rahmetli) : Çapan Koyuncu oğlu
11 Hasan: İlhami Koyuncu oğlu
12 Taner: İlhami Koyuncu oğlu
13 İsmail: Şakir Koyuncu oğlu
14 Bekir: İshak Koyuncu oğlu
15 Ömer: Huzeyfe Koyuncu oğlu
16 Murat: Kazım Koyuncu oğlu
17 Şinasi:İsmail Demiryürek oğlu
18 Serdar: İzzet Solaker oğlu
19 Hazret(Merhum): Necattin Beşikkaya oğlu
20 Yakup(Merhum):Beytullah Karanfil oğlu
21 Saffet : Bekir Karanfil oğlu
22 Tekin: Hacı İsmail Koyuncu oğlu
TAKIM 2
1 Hazret: Yunus Gömükpınar oğlu
2 Savaş: Bayram Gömükpınar oğlu
3 Sadettin: İhsan Şahin oğlu
4 Ramazan(Rahmetli): Şuayıp Şahin oğlu
5 İsmail: Dede Çukuryer oğlu
6 Ömer: Dede Demiryürek oğlu
7 Halil: Hasan Şahin oğlu
8 Abdülkerim: Ahmet Baba oğlu
9 Hızır: Veysel Baba oğlu
10 Taner: Arif Bayraklı oğlu
11 Sami: Muammer Solak oğlu
12 Hamza: İsmail Solak oğlu
13 Hazret: Sait Şahin oğlu
14 İmdat: Dede İnan oğlu
15 Ünal: Selim Demirel oğlu
16 Hacı: Kıyas Solak oğlu
17 Murat : Hilmi Karanfil oğlu
18 Mehmet: Fazlı Beşikkaya oğlu
19 İsa: Veyis Solak oğlu
20 Kâmil: Veyis Solak oğlu
21 Ali Rıza : Süleyman Baba oğlu
KÜT’ÜN BAHÇESİ
Köyümüzün simge yerlerindendir Küt’ün Bahçesi
Bilmiyorum bu dünyada varmıdır onun gibisi
Bazen top oynar burda kuzeni bölesi yeğeni kardeşi abisi
Bazen de altında gölgelenir yediden yetmişe köyün hepsi
Köye belki elli adım belki yüz adım belki de daha yakın
Aşağıçeşmeye ve eski harmanyerineyse çok daha yakın
Koşar gelir Aflaklı buraya Yaz Kış demeden akın akın
Çevresine çöp atmayın buranın dikkat edin aman sakın
Kimisi koyun kuzu güder kimisi inek dana
Kimisi de susayınca çeşmeden su içer kana kana
Arayınca seni orada bulacağını bilir baba ana
Hemde aramasına gerek kalmadan yana yana
Hemen yanıbaşında vardır eski bir köprü altından da geçer dere
Buradan geçerken eşşekten düştük her yerimiz oldu yara bere
Bazen sevindik mutlu olduk bazen de düçar olduk derde kedere
Allah hayırlısını versin derman versin dertlere ve dertlilere
Gölge olduğu için günün her vakti oynayabilirsin her türlü oyunu
Aşağı dereye sür yayılsın ineği danayı eşşeği kuzuyu koyunu
Susarsan kana kana yudumlarsın Aşağıçeşmenin soğuk suyunu
Acıkırsan bir koşu gider alırsın ekmeğini dürümünü peynirini yoğurdunu
Herkesin bir anısı var burada hacı hoca ana baba kardeş bacı
Kim bilir kimler ne günler gördü geçirdi burda tatlı veya acı
İçinde var söğüt kavak elma armut ve görkemli bir ceviz ağacı
Bazen de tezgahını burda açar çerçi kalaycı hurdacı dondurmacı
Kurban Bayramı’nda olur burası adeta bir kesimhane
Çünkü konumu ve durumu bu iş için gerçekten şahane
Hem çeşmeye yakın hemde etrafı sakin pek yok ev hane
Köylüler keser kurbanını burada hep birlikte dostane
Aslında benim aklıma yer eden daha çok burada yapılan maçlar
Bir maç bitmeden hemen öteki başlar çünkü beklemez arkadaşlar
Bir takımda olursa abileri Ercan Gaffar Hazret Ökkeş Hızırlar
Öbür takımda olur kardeşleri Mehmet Ergün Şenol Şamman İlyaslar
Farklı bir haberleşme şeklimiz vardı koşar gelirdik toplanarak
Ya top sesi duyarak yada gelenden geçenden haber alarak
Sayımız birer ikişer artarak gittikçe daha da çoğalarak
Belli bir sayıya ulaşırsak başlar maç top havaya atılarak
Ağaçlar arasında yankılanırdı seslerimiz her zaman
Hep sonradan gelerek katılırdı maça Ökkeş ile Şamman
Çalıma kaçardı Hasan kalenin önünde beklerdi Ramazan
Neticede maç bu sonunda ister kaybet ister kazan
Takımın golünü attı yine golcümüz Sadettin
Çok sevinme top dereye kaçtı koş topu almaya in
Ramazan çok sert şut atar Zekayi dikkat et sin
Böyle giderse bu maçı alırız inşallah kesin
Bazen güzel bir şut atarsın gol olmaz çünkü top kavak ağacına çarpar
Bazen de kötü şut gol olur kaleci çamura basar tutamaz topu ayağı kayar
Bazen tam depara kalkarsın bir anda biter sahalar ya da top dereye kaçar
Bazen de tam gol vuruşu anında ya ayakkabı ayağından fırlar yada top patlar
Bu maçın yıldızları Hasan Ali Ercan Şenol Ergün
Bıkmadan usanmadan maç yapardık hemde hergün
Zamanla kadro dağıldı maçlarda azaldı gün be gün
Sanki bunlar 35 sene önce değil yaşandı daha dün
Tabiki yaptığımiz tek iş uğraş maç yapmak değildi
Abdülkerim ve Ali sık sık Çadiryeine yumuşa giderdi
Sadettin manavda kalfalık Hızırda terzide çıraklık ederdi
Hamza Sami kuzu güderdi Halil de çocuk yaşta traktör sürerdi
Ama maçlar genelde ikindi yada akşam üzeriydi
O yüzden başka işler maça engel teşkil etmezdi
Arada sırada sürpriz isimlerde kadroya eklenirdi
Bunların bir kısmı Ötemahalleliydi bir kısmıda gurbetçiydi
Hasılı kelam birkaç nesil büyüdü oynayarak Küt’ün Bahcesinde
Şimdilerde o günleri arada bul heyhaat nerede o günler nerede
Arada sırada rüyamda görüyorum kendimi Küt’ün Bahcesinde
Belki birgün tekrar buluşuruz çocukluk arkadaşlarıyla Küt’ün Bahçesinde
Ali Rıza BABA
Mayıs 2025 Bir Diyarı Gurbet
Tarihe not düşmek için yukarıda isimlerine yer verdiğim arkadaşlarla ilgili biraz detay bilgi paylaşmak istiyorum
Hızır ve İlyas kardeşler: Babaların Veysel ve Fendiye Baba’nın çocukları
Hazret ve Şenol kardeşler: Kara Saitlerin Sait ve Döndü Şahin’in çocukları
Ercan ve Mehmet kardeşler: Kızılların Nuri ve Döndü Bayraklı’ nın çocukları
Ökkeş(Rahmetli) ve Şamman kardeşler: Şammanların Mustafa Dede ve Sultan Bayraklı’ nın çocukları
Gaffar ve Ergün kardeşler: Kayaoğullarından Molla Demiryürek’ in çocukları
Ramazan : Haniflerin Bekir oğlu Talat Çukuryer’ in oğlu ( sert şut atan)
Zekayi : Kayaoğullarından Şahin ve Zeynep Demiryurek’ in oğlu
Hasan: Kayaoğullarından Yunus Demiryürek’ in oğlu
Sadettin: Hamzaların İhsan Şahin’in oğlu
Ramazan(Rahmetli): Şuayıp ve Hayriye Şahin’in oğlu (kalenin önünde bekleyen)
Ali : İbrahim ve Döne Bayraklı’nın oğlu (maçın yıldızlarından)
Sami: Muammer ve Elmas Solak’ın oğluu
Hamza: İsmail ve Firdevs Solak’ın oğlu
Halil: Hasan ve Güllü Şahin’in oğlu
Abdülkerim: Babaların Ahmet ve Fatiş Baba’ nın oğlu
Ali (Ali Rıza ): Babaların Süleyman ve Meryem Baba’nın oğlu (Çadiryeine yumuşa giden)
İsmini hatırlayamadığım yada konsept gereği ismini zikredemediğim arkadaşların anlayışına sığınıyorum
Eyyüp BABA 03.05.2025 saat 18 sıralarında Hakkın Rahmetine Kavuştu 1937 doğumlu olan Eyyüp BABA ‘Ya ALLAH’Tan Rahmet Dileriz . Mekanı Cennet Olsun İnşallah.
DAVUT AĞA VE TİLKİ
Kayalıboğazda vardır irili ufaklı taşlar ve yalçın kayalar
Bu kayaların içinde yaşar Tilkiler Gelengiler Gumgumular
Kurbağalar Kaplumbağalar Porsuklar türlü türlü canlılar
Kayalıboğazın etrafı iğdeler bahçeler bağlar çeşmeler pınarlar
Tilkiler için bu kayalar ve ağaçlar çok güzel ortamlar sunar
Köye yakındır buralar canı taze et çekerse köye iner tavuk horoz avlar
Yeşillik yada meyve sebze isterse hemen yanı başındadır bahçeler bağlar
Hem de gece gündüz sular çağlar çok fazla da korunaklı alan var
Menüde olur her gün tavuklar horozlar tatlı olarakta üzümler koruklar
Umurunda mı Tilkinin köylü koruksuz tavuksuz kalırsa ne yapar
Tavuğu anladıkta koruğun ne alakası var der gibi bazı arkadaşlar
Bende sonradan öğrendim Tilkinin en sevdiği yiyeceklerdenmiş koruklar
Hatta öyle ki Tilkinin bir koruk hikayesi daha doğrusu masalı bile var
Üstelik masalın geçtiği yerler ve mekanlar Aksaray Ortaköy Akpınar
İsterseniz kısaca anlatayım size kardeşler arkadaşlar ahbaplar dostlar
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde Anadolunun bağrında bir Tilki yaşar
Tilki ininden yuvasından evinden yurdundan çıkar yeni bir maceraya başlar
Uzun bir yolculuk yapar tepeleri bayırları çimenleri çayırları dağları aşar
Bazen yürür bazen durur bazen uyur bazen kalkar bazen koşar bazen de coşar
Oradaki vadiler buradaki ovalar şuradaki yamaçlar ilerideki yaylalar
Kâh elini ovalar kâh başka hayvan kovalar Kâhta vahşi hayvanlar onu kovalar
Derken Aflak adında şirin bir Anadolu köyüne uğrar ve orada konaklar
Köyde biraz gezer tozar ama ne dişine göre bulur avlar ne de birini tavlar
Tavuklar horozlar ördekler kazlar ne de başka kanatlı hayvanlar
Tam kümese dalar ya kedi miyavlar ya da köpek havlar sonra başlar koşuşmalar
Sonunda tilki tozu dumana katar can havliyle topuklar kaçar
Hava kararınca başlar Tilkide telaşlar zaten soğumuştur havalar
Hem yorgunluktan canı çıkar hemde karnı zil çalar sonunda uzaklaşır köyden sapar
Kalacak bir yer arar çok geçmeden Kayalıboğaza dalar ve orada uyur yatar
Sabah uyandığında yanı başında bulur içi yemek dolu kaplar taslar
Tilki hemen yemez etrafını kolaçan eder bir sağa bakar bir de sola bakar
Az ilerde bir bağ evi var orada İhtiyar bir adam pekmez yapar
Tilki yemeği İhtiyarın bıraktığını anlar ve İhtiyarı takibe başlar
İhtiyarın kötü niyetli olmadığını anlar amacının iyilik olduğunu kavrar
Aflakta hayvanseverliğiyle dillere destandır zaten bu Yaşlı İhtiyar
Herkes tarafından sevilen sayılan Davut Ağadan başkası değildir bu ihtiyar
Sadece Tilkiye değil o her türlü hayvana bakar onlara sahip çıkar
Hayvanlarla arasında var kuvvetli bağlar onları adeta evladı sayar
Öyle ya Tilki aç kalırsa köylünün tavuğuna dadanır verir onlara zarar
Köylüde Tilkiyi cezalandırmak için her yerde onu arar bulana da ödül koyar
Bu durumda Tilkiye gözükür infazlar yada delik deşik olur postlar
Bu vaziyete ise gönlü razı olmaz ve dayanamaz İyi Kalpli İhtiyar
Bu nedenle Tilkiyi görüp gözetler onu besler ve ona bakar
Sizin anlayacağınız İhtiyar olacakları önceden görür anlar
Köylülerin ve Tilkinin her ikisinin de zarar görmemesini sağlar
Hem köylü hem Tilki için en doğru olanın bu olduğuna verir karar
İhtiyar her gün Tilkiye yemek koyar Tilki de afiyetle yer işine bakar
Günlerden birgün Tilki sabah yine kalkar ve sağı solu yoklar
Aman Allahım hiçbir yerde yoktur ne içi dolu taslar ne de boş kaplar
Tilki hemen bağ damına koşar kapının boşluğundan içeriye göz atar
Ona yemek getiren İhtiyarı üzgün vaziyette görür dayanamaz yanına varır sorar
Sonunda İyi Kalpli İhtiyarla Tilki odada başbaşalar ve başlar konuşmalar
İhtiyar nedir sendeki bu üzüntü dert ve gamlar görende tavuğuna kış dedik sanar
İhtiyarda hiç sorma Tilki kardeş bulamadım sana bugün verecek arpa buğday zavar
O yüzden çıkamadım bağ damından ve düşünüyordum bu Tilki aç susuz ne yapar
Birazdan gelir sorar İhtiyar niye bugün benim yemeğimi getirmedin nerede tabaklar taslar
Ben de ise yok bu suale verilecek doğru düzgün cevaplar çünkü tükendi bendeki erzaklar
Der ve ekler bugün sana getirecek bir şey bulamadım ama bağımda var üzümler koruklar
İstersen bugün koruklar olsun sana ikramlar der ve odanın duvarına doğru bakar Yaşlı İhtiyar
Duvarda asılı duruyordur salkım salkım koruklar Tilki önce koruğu bir koklar sonrada tadar
Önce ekşir yüzler suratlar yemeye devam edince sonunda koruktaki o eşsiz lezzeti yakalar
Biranda gider tedirgin sima ve suratlar onun yerini alır gülümseyen mutlu mesut simalar
Sonra gülmeye başlar o kadar güler ki dudakları gülmekten birbirine kavuşamazlar
Yaşlı İhtiyarın kendisini bu kadar düşünmesine de hayret eder şaşar veremez anlamlar
Önce duygulanır sevinçten gözleri dolar yavaş yavaş kendine gelmeye başlar
Sonra gülmeye başlar o kadar güler ki dudakları gülmekten kavuşamazlar
Çünkü etraftaki bağlar bahçeler üzümler ve koruklarla doludur ve asla bitmez bu koruklar
Diye düşünür ve koruğun çokluğu ve lezzeti aklına geldikçe kendi kendine güler oynar
Sonra adının Davut Ağa olduğunu öğrendiği İhtiyar Adamla Tilki dost olurlar
Davut Ağaya söz verir Tilki ilişmez kümeslere o yüzden rahattır horozlar tavuklar
Bu nedenle Tilkiye çok iyi bakar ve onu sever kendilerinden sayar Aflaklılar
Davut Ağa ve Tilki de her zaman herkesin yardımına koşar ve Aflakta mutlu mesut yaşarlar
Lakin Tilkinin bu sözü sadece kendini bağlar sonraki nesiller bildiğini okurlar
Tilki tilkiliğini yapar köylüde köylülüğünü yapar doğal olanı da budur zaten dostlar
Bu sayede keşfetmiştir Tilkiler yeni tecrübeler deneyimler lezzetler ve tatlar
Kayalıboğazda dünya döndükçe Tilkilere olacaktır yurt yuva dost ve yar
Üzüm bağ bahçeleri de Aflaklılara kalmıştır Davut Ağadan yadigar
Bu muhitin ismine de ağız birliğiyle Davutağa demiş Aflaklılar
Aflaklıların ağzına pelesenk olan var bazı sözler laflar
Bunlardan biri de şu sözler laflar ağalar beyler paşalar
İsterseniz hep birlikte söyleyelim dostlar arkadaşlar
Bir zaman koruk sever misin diye Tilkiye sorarlar
Gülmekten ağzı ve dudakları kavuşamaz Tilkinin dostlar
Masalımız burda sona ererken Aflaktan herkese kucak dolusu selamlar
Hamzaların Mehmet ŞAHİN Kızı Makbule DEMİRCİ (ŞAHİN) 05.04.2025 Tarihinde Hakkın Rahmetine Kavuştu.ALLAH Rahmet Eylesin Not cenaze Balcı da defnedilecektir.
Sökmeden hala sabaha doğru şafak
Ötmeden daha horozlar güne başlar Aflak
Kaldırılır yorgan yastık döşşek yatak
Giyilir entari köynek asbap kazak
Biraz peynir zeytin biraz da çay bir kaç bardak
Geç kalıp ta konu komşuya malamat olmasak
Kolay kolay onmayız evde boş boş yatarsak
Bu yüzden vakitlice işe güce koyulsak
Hızlıca hayvanları sulayıp yemini samanını atsak
Traktöre vagonu takıp içine gerekli hacatı koysak
Yada eşşeği atı hazırlayıp semerini eyerini taksak
Allah verede malzemeyi hacatı unutmasak
Unutursak ta sağa sola çatmayıp oluruna baksak
Geçerken bakkala uğrayıp lazım olan öteberileri alsak
Biraz bisküvi gofret biraz da çerez tarttırsak
Helva ekmek çay şeker de alıp deftere yazdırsak
Günlük telaşe ve koşuşturmaca başlar artarak
Konu komşu iş yapar hep biribirine bakarak
Bazen imece usulü bazen de sıraya koyarak
Bazıları da elden ayrı gider başına buyruk olarak
Her tür insana rastlarsın kimisi yeni kuşak kimisi de eski toprak
Burası bizim köyümüz Aflak hayat hikayemizin başladığı toprak
IM000110.JPG
Sığır güden ho ho ho diye bağırırken
Genç kızlar da kapı süpürür erkenden
Bazıları bocutla su dolar Yukarıçeşmeden
Bazıları da su sulamadan gelir Gürgenliden
Sığıra katılmayan inekler hatıldan su içerken
Taşlıyerde leylek gördüm bu sabah havada uçarken
Bakalım bu sene çok seyahat edecekmiyim sahiden
Harmanyerinde toplanır sığır sabahın köründen
Gelinler yufka açar kaynanalar evirirken
Herifler de tarlaya gider yaba kürek dirgen
Besmele ve göz yoluyla tedbiri bırakmadan elden
Herkese göre iş vardır nedense hiç bitmeyen
Hem de genç ihtiyar çoluk çocuk demeden
Her tarafa yayılır köylüler dağ bayır çayır çimen
Yazı yaban tarla tapan uzak yakın her muhite erinmeden
Çoğu zaman traktörle geçerler Çatalköprüden Karakelleden
Coplandereden Tekmezardan Kepirden kısaca yol olan yerden
Atla eşşekle yada yaya geçerler vasaitin giremediği yerden
Bazende evdeki işlere öncelik verilir yabana gitmeden
Erkekler kerpiç keser dam yaparsak lazım olur diyerekten
Kadınlarda tezzek çeker kömürün pahalılığını hesap ederekten
Altı adet girişi vardır köyün Batıda Namlıkışla ve Hocabeyliden
Doğuda Göklerden gelen ve Tepeköy yolunu Kartalgölünden kesen
Güneydoğuda Yüksekokul yönünden gelen ve köyün altından geçen
Kuzeyde Tepeköyden Güneyde ise Kazamız Ortaköyden
Bu yolların bazısı asfalt ve herkes tarafından bilinirken
Bazısı da toprak patika kağnı at eşşek yolu az bilinen
Burası bizim köyümüz Aflak başlar Bozkırdan biter Hocabeyliden
Aşağıbağda kadınlar çapayla çapa çapalar
Çatalköprüde erkekler tırpanla çayır çalar
Hüyükte genç delikanlılar kürekle su sular
Köyün her tarafında bulunur hayrat çeşme ve sular
Özellikle Ahmetfakılıda 12 oluklu bir çeşme var
Burası suyu havası manzarası ile adeta bir diyarı harikalar
Muallim Ağa’nın Çeşmesi de suyunun tadı ve konumuyla öne çıkar
Özün içindeki tarlaları su keserse tarla sahibi avgın kazar
Avgın hem tarlayı korur hemde ihtiyaç olan yere olur pınar
Özellikle nevale zamanı filizlere olur can damar
Arefeden başlar Bayram gününe ait heyecan ve telaşlar
Kimisi bayramlık alır kimisi de Sakal-ı Şerif ziyareti yapar
Merkez Camide sürülür cemaate gül suyu ve envai tür kokular
Doldurulur eve kolonyalar şeker lokum ve türlü türlü çikolatalar
Eskiden sadece tütün ve limondan iken kolonyalar
Şimdilerde bulunur leylaklar lavantalar zambaklar ve manolyalar
Kurban Bayramında ise alınır satılır inek koyun tosun ve koçlar
Ramazan bayramından önce çekilir kömbeler yapılır sütlaçlar
Kurban bayramından sonra da yapılır kavurmalar doldurulur kocabaşlar
Her iki Bayramda uzak yakın büyük küçük demeden herkesle bayramlaşırlar
Kalmaz Aflaklılar arasında o gün ne kırgınlık küskünlük ne de dargınlıklar
Burası bizim köyümüz Aflak bir başka güzeldir burada düğünler bayramlar
closeup of a young caucasian man mowing the grown grass of a farmland with a scythe
Akpınarda Solaklar önce erik çırpar sonrada şaklar
Eseler bağ gözü açar Köseler sürüye davar katar
İğdelibağda ark ayıtlar Şahinler İbiler Babalar
Toraman da su çıkartıp çeşme yapar Koyuncular
Ortatepede koyun keçi inek davar sular çobanlar
İninardında yetişir söğüt kavak ve karaağaçlar
GÜrgenlide adım başı bulursun çeşmeler pınarlar
Aşağıçeşmenin altındaki gölü kullanır Gömükpınarlar
Harmanyerinde hayvancılık yapar Belpınarlar
Dolamaçta Hamdiler elmalara yalak yapar
Çadıryerinde aleyçik kurar nevale sular Babalar
Bahçelerinde karık açar meyve sebze sular tüm Aflaklılar
Kuluyüzünde Aflak Namlıkışla Hocabeyli komşudurlar
Haniflerin evlerinin ardında harmanyeride var
Harmandan kalkmayanlar geceleri harmanda yatar
Marangozluk ve çatıcılık Bayraklıların tamamında var
Mevki adıyla soyismin aynı olduğu tek kabiledir Beşikkayalar
Köyümüzde en çok çeşme pınar göl havuz olan yer ise Akpınar
Buğday arpa deyince akla gelir Mercimekpınarı ve Karapınar
Beşikkayada otoyol yapımı için irili ufaklı taş çıkar
Demiryüreklerin bir kısmı tuğla kiremit demir çimento biriket satar
Diğer kısmı hayvancılık çiftçilik ve farklı alanlarda ticaret yapar
Unuttuğumu sanmasın Solaker Yüreklier Yıldız Ateş Demirel ve İnanlar
Onlarda envai tür çiftçilik reçberlik ve hayvancılık yapar
Bazıları da Ortaköyde faytonculuk pazarcılık esnaflık yaparlar
Özturk Dokuyucu Sert Şems ve Aydınlar ise köyde pek oturmazlar
O yüzden onlara yazamadım bir iş telaş yada uğraşlar
Amma ve lakin onları da sever sayar arar ve sorar Aflaklılar
Burası bizim köyümüz Aflak harikadır buralarda kışlar baharlar yazlar
Yeni doğan çocuğa genelde ebe dedesinin adını koyarlar
Hediye olarak takım tulum yada çeyrek takarlar
Sünnet yaşına gelince çalar davullar zurnalar
Böylece erkek çocukları erkekliğe adım atarlar
Küçük yaşta davul sesi duyunca çocuklar kaçar saklanırlar
Sünnet olacaklarını ve canlarının yanacağını sanarlar
Eskiden genelde sünneti köyde yapar Kümbetli Abdallar
Şimdi Hastanede sağlıklı şartlarda acıtmadan yapar uzmanlar
Okuldan önce çocuklar Hoca Mektebinde Kur’an’a başlar
Önce namaz duaları sureleri Elif Cüz-ü 32 ve 54 farzlar
Yedi yaşına gelen çocukları ana babaları okula salar
Okuldan sonra çocuklar güder inek kuzu davar
Kuzu güderken çoğu kez çocuklar oyuna dalar
Bazen çelik çomak bazen ayağım ecer oynarlar
Sırada misket çekirdek ütmeli ve uzun eşşek var
Bazende karınları acıkır ortaya konur çıkılar
Çıkıda vardır ekmek peynir yanına da kumpür kaynatırlar
Bu arada kuzular kaçar bekçinin düdüğüyle ancak ayarlar
Yıllar geçer büyür çocuklar askerlik çağına gelmiştir yaşlar
Asker uğurlama törenleri en az bir ay önceden başlar
Konu komşu gençleri misafir eder güzelce ağırlar
Kesilir tavuklar horozlar yada adak adanır koyunlar koçlar
En meşhur asker davet yemeği ise Döndermedir dostlar
Bir ay boyunca gençler gezer tozar dünyadan alınır ahlar gamlar
Çalar davullar zurnalar oynanır oyunlar çekilir halaylar
Verilir harçlıklar yapılır vedalar sonrada dualarla uğurlanırlar
Burası bizim köyümüz Aflak buradan cümle aleme selamlar
Ortaköy bölgesinde Hayvancılıkta dillere destandır Aflaklılar
Zira Aflakta çok fazla bulunur çimenler çayırlar tarlalar meralar
Her kapıda vardır mal maş inek dana koyun keçi ve sürü sürü davarlar
Her ne kadar Ahmetfakılıda sırtında keçeyle uyuya kalsa da çobanlar
Uyumaz yazaar çoban köpekleri Kangal Malaklı ve Zaarlar
Zaten koyunların boynunda zil tıkırdak köpeklerde de tort var
Dalamaz sürüye kurtlar canavarlar ne dört nede iki ayaklı çakallar
Aflaklıların bir tutkusuda kuşlar ve kümesteki kanatlı hayvanlar
Kimisi leyleklere yuva yapar kimiside güvercinlere attırır taklalar
Bazıları keklik besler bazılarının kümesinde var türlü türlü tavuklar
Ayrıca horozlar ördekler culluklar tavuz kuşu ve kazlar
Her kabilede vardır akıldane hocalar yada Aksakallı Kocalar
Aksakallı Kocalar herkesi sağa sola yumuşa salar
Bazen verir karar bazende kararından durduk yere cayar
Kâh memnun olur kellesi kalkar ya da sakalını sıvazlar
Kâh ta memnun olmaz kaşlarını çatar veya ters ters bakar
Misafire de çok önem verir Aflaklılar onları sever sayar
Arada sırada köye gelen çerçi yolcu ve yabancılar
Aflaka yaraşır biçimde dört başı mamur ağırlanırlar
İlkin ayran çalkalarlar hoşbeşin ardından gelir kahveler çaylar
Pelize kömbe lepe ekirli pilav ekşi şerbeti turşu pekmez gibi ikramlar
Gece Köy Odalarında konaklar sabah güngözüyle uğurlanırlar
Burası bizim köyümüz Aflak sizleride bekleriz dostlar
Davar gelmeden ana kız eve erişir
Meleşerek davar gelir kuzularla emişir
Geceleyin yorulan çoban yenisiyle değişir
Cu cu biy biy diyerek tavuklara yem serpiştirilir
Ördek kaz culluk tavuklarla birlikte yemleri dişirir
Manzarayı uzaktan izleyen tilkiler yeni planlar geliştirir
Elleri kaşşıklı kepçeli analar öyün pişirir
Belleri önlüklü kızlar türlü türlü cacık dişirir
Dilleri türkülü fesli Nineler kirmenle yün eğirir
Öğlen ekmeğine yaban da ki baba oğul da yetişir
Yemek seçip kümesten yumurta aşıranın sırtı gidişir
Dölek durmayan ansız uşaklar kapıda pecede depişir
İşitince taziri azarı akılları başlarına devşirir
Yemek yerken sohbet hoşbeş haşır neşir
Kararında yapılan sohbette sevgi saygı gelişir
Muhabbeti çok uzatmaya kulak asma sonunda laf söz didişir
Gurbetçilerin memleket hasreti sık sık depreşir
Bu sebeple gurbetçiler sık sık memleketle haberleşir
İlk fırsatta izin alırlar ve tatil planları netleşir
İzin alamayanlar hüzünlü ve düşünceli sağda solda gezişir
Alınınca son anda firmadan izin umutlar yeniden yeşerir
Gurbetten gelen köylülerin hayalleri sonunda gerçekleşir
Burası bizim köyümüz Aflak yollarımız tamda burda kesişir
Öğleden sonra tarlaya gidilir yeniden
Devam edilir işlere kalındığı yerden
Kimisi ark başında Mero bekleyerek gecelerken
Kimisi de traktörle gezer biçerdöver peşinden
Bazen de kalaycı gelir sıraya girilir geceden
Kap kacak bardak çanak kalaylanır ecer gibi olur yeniden
Bazısı çayır çalmak için tırpan çekiçlerken
Bazısı da tırmık kürek dirgen sapı saplar kavaktan söğütten
Bazıları da yoğurt çalar peynir basar kendi ineğinin sütünden
Muhtar ve Bekçiler durmadan temşiyet verirken
Kimisi de geriyle saman çeker Harmanyerinden
Harmanyerinde patozlar sabaha kadar aralıksız çalışırken
Bazen sap yemez kayış atar bazen de kırılır anadut dirgen
Samanlık altı çekmek çok zahmetli ve zor işlerden
Kön çekmek bağa bahçeye tarlaya hakikaten faydalıyken
Çevredeki konu komşunun burnunun kemiğini kırar gerçekten
Bazısının laline yatmaz iş görmek amaan canım der tembelliğinden
Bazısı da kaytararak Şammanın Gölüne çimmeye gider gizliden
Bu arada vakit ezanı okunur Caminin Minaresinden
Kimin okuduğunu herkes bilir okuyanın sedasından sesinden
Cuma günleri de Mevlide gidilir çıkınca cemaat Camiden
Kıymalı pide ikram edilir makbul olanı hamuru ince pişeninden
Burası bizim köyümüz Aflak geçmişi çook ama çook eskilerden
Wonderful village fountain paintings, the most beautiful natural source fountain paintings,
Toramanda imeceyle nohut yolunur
Davutağada keşşikle göl koyrulur
Kayalıboğazda sırasıyla yün yunur
Göbekte yağmurdan sonra göbelek bulunur
Kepirde heybeye pekmez toprağı doldurulur
Çadıryerinde bostan beklerken aleyçik kurulur
Bozdağdan sığır gelmeden de köyün yolu tutulur
Deri tuluma peynir bez torbayada yoğurt konulur
Çökelek kaymak yaş peynir ve yoğurt cingile konulur
Taze sağılan süt de kovaya yada helkeye doldurulur
Yeşil ekinden firik ütülür kuru buğdaydan kavurga kavrulur
Dağıtmak için hedik kaynatılır içine de çerez konuluur
Uzun kış gecelerinde patlak patlatılıp misafire sunulur
Keçi boynuzu kırık leblebi kuru üzüm Çerçilerden sorulur
Karla pekmez karıştırılıp dondurma niyetine sorulur
Değirmende öğütülür un zavar kepek bulgur
Unun özü varmı diye önce bir leğen yoğrulur
Özlü un bulununca Evin Hanımının gönlü hoşnut olur
Icık sonra Değirmene çuval çuval buğday konulur
Yoksa unun özü bissaal konu komşudan şahman buğday sorulur
Sonuunda ne yapılır edilir kışlık yiygi işi hal yoluna konulur
Burası bizim köyümüz Aflak aç kalmaz kimse burda illaki doyulur
Bazen gençler birbbirini sever sonrada havas olur
Kimisi mendile oya yapar kimiside ayna tutar haberleşme böyle olur
Evvela haber salınır sonra büyükler gider dünür olur
İş olunca da ibdi söz kesilir sonra düğün dernek kurulur
Düğünden önce görüşmeler genelde gizli olur
Anne babanın haberi olsa bile haberi yokmuş gibi durulur
Bu dönemde yaşanan anı ve maceralar yazılsa cilt cilt kitap olur
Kimisi tava yemiştir kafaya kimiside kalmıştır ahırda mahsur
Nişanlı görme hikayelerinin bir kısmı gerçekken çoğu martaval gibi durur
Çünkü aydınlatılmayan bir çok nokta ve çok sayıda cevapsız soru bulunur
Perşembeden yada Cumadan bayrak kaldırılır direğede soğan kumpür konulur
Cumartesi nişan şerbet takı ve kına merasimi olur
Misafirin önüne hemen çay çorba yemek tatlı konur
Eskiden dört gün dört gece eğlence olurken şimdi üç gün üç gece olur
Saz müzik oyun eğlence davul zurna ve tabiki halay olur
Pazar yada Pazertesi gelin konvoyu olur akşama güva donatılmış olur
Böylece bir çift daha dünya evine girmiş olur
Düğüne katılmak ve oralarda bulunmak düğün sahibi için onur
Bu yuzden mazeretsiz düğüne gelmeyene aynıyla muamele olur
Tabiki bu duruma ak sakallı ihtiyarlarca genelde verilmez olur
Çünkü yanlışa yanlışla muamele yine yanlış ve hata olur
Dedikodu laf söz eksik olmaz herkesin herşeyden haberi olur
Aşağımahallede çıt çıksa Yukarımahalleden duyulur
Burası bizim köyümüz Aflak duymayanlara duyurulur
En zor işin bile muhakkak vardır bir ehli bir bileni
Bazısı çalışmayı sevmez yapar işi ileni ileni
Bazısı da çok abartır dalınca işe unutur gerisini
Asıl olanı hesap etmektir işin doğrusunu eğrisini
Bazısı çok sevilir çoktur geleni gideni
Otururlar gölgeye seyrederler geleni geçeni
Anlayamazsın zamanın nasıl çabucak geçtiğini
Duyar gibi oldum ev sahibinin hadi bi dolaşalım dediğini
Köyün içinde dolaştığında anlatayım ben sana gördüklerini
Dambaşında görürsün hep bir şeyler sereni
Erişte yada mantı keseni yada erik kayısı seçeni
Bahçede de marul maydonoz ve yeşillik dereni
Domatesten biberden salça kaynatıp günaarşiye çekeni
Sokunun başında tokmakla yarma döveni
Yorulunca bir köşe başında sekileneni
Ya da ıssız dulda bir yerde uzanıp kösgeleni
Avluda saçını başını tarayıp kekilleyeni
Aşır aşı yapıp kapı kapı dağıtmak icin gezeni
Harmanyerinde öküzle atla eşşekle düven süreni
Şirahnede ayağında çizmeyle üzüm çiğneyeni
Düğünden önce okuntu şeker iğne dağıtan birilerini
Burası bizim köyümüz Aflak Anadolunun bağrında almış yerini
Perşembe akşamları olur konu komşuya cumacesi vereni
Fakir fukarayı garip gurebayı yokluyu yoksulu görüp gözeteni
Hecaza yada umreye gidip bir daha bozmamak üzere tövbe edeni
Konu komşuya seccade tesbih hediye edip hurma zemzem ikram edeni
Hatır gönül bilip hastayı düşkünü ihtiyarı yaşlıyı ziyaret edeni
Selam alıp vereni büyüklerinin halini hatırını sorup elini öpeni
Büyüğünü küçüğünü bilip ona göre hareket edeni
Bazende görürsün iş güç yapmayıp boş boş gezineni
Lakin sormak ilgilenmek ve dinlemek gerek onların da derdini
Kimisi çekingendir kimisi gururlu o yüzden anlatamazlar dertlerini
Deli zannettigin belki veli akıllı sandığının da belki kötülük sarmış heryerini
O yüzden ayrımcılık yapma ve araştırma herşeyin ötesini berisini
Her köyde olduğu gibi vardır akıllısı delisi aşığı ereni
İllaki vardır moral bozanı ve olur olmazı yereni
Sen sen ol kale alma olur olmaz laf söz edeni
Hatırla büyüklerinin kulağına küpe öğütlerini
Saygı duy yaşça ilimce kendinden önde geleni
Bırakma sakın ilim ehlinin atının yularını eyerini
Tecrübeye dayanan bu sözlerin zamanla anlarsın değerini
Burası bizim köyümüz Aflak unutma sakın Atanı Dedeni
Birazda Aflak şivesinden gerekir bahsetmek
Lalibali olmak laubali olmak yasanı olmak ise beklentisi olmak demek
Yufkayı ekmek ekmeğide çarşı kömbesi olarak Aflakçaya eklesek
Şımarıklığın adı olçumluk iken hava atmayada denir şişmek
Elevay elinden iş çıkmaz beceriksiz demek
Aksi ters kişi yanaz iken pinti de cimri demek
Yaramazlık yapan çocuğa söylerler şırrahıma dur yerinde dölek
Birisine yalakalık yapana da denir gedek
Takla atmanın adı olmuş Aflakta tömbellek
Tosulamak kelimesinin karşılığı ise emeklemek
Patlıcan baldırcan patates kumpür domates ise firek
Korkaklarada derler bazen korkak bazen ödlek
Yerinde durmayan pek hareketli insanların unvanı ise seldirek
Garibana omuzu soğuk dersek zengine de ensesi kalın desek
Ayakkabı yada çorabı farklı farklı giymek
Aflakça karşılığı tam olarak taytekiş giyinmek
Gevezelik yapana derler lavgar yada gerzek
Hiç bir şey beğenmeyene çimeter dersek
Her şeyi umanada açgöz demek gerek
Ciddiyetsiz insanlara derler yığnicek
Mütevazı insanlar ise kalender olsa gerek
Burası bizim köyümüz Aflak şiveside zormuş gerçek
Yüze savat denirken teşebbus etmeye ise denir keskenmek
Koca herif hanım avrat hane halkıda horanta demek
Abi ede abla aba baba ağa kuzen böle demek
Bibi halaya emmi amcaya ebe nineye denirken kumayada denir ferik
İnek mal koyun davar hayvan pazarı ise mal pazarı demek
Sahura erlik takkeye terlik terliğede denir nalik
Seklem ise eksik noksan anlamında demek
Çocuklara uşak denirken bebeklerede denir söbelek
Havuç pürçüklü iken karpuz bostan kavun ise kelek
Bahçe duvarına hayat mutfağa mutlak rafada denir terek
Tarladaki toprak parçalarına kessek tavana da deriz cerek
Düğünlerde takılır çoğunlukla para altın çeyrek
Kimin ne taktığı da yazılır tek tek
Kınamayı obiyaarşi olarak kayıtlara geçsek
Sevgi sözcükleri arasına kurban olmak ve gadanı almayı da eklesek
Culluk hindi sıçan fare koslüde köstebek
Şaşırma hayıflanma ünlemlerine gelirsek
Vay anasını beeey biyeee essah mı kelee gibi kelimeleri Aflakçaya eklesek
Bu kelimeleri daha da artırabiliriz lakin şimdilik yoktur gerek
Burası bizim köyümüz Aflak söylediklerimi ister yalan say istersen gerçek no no I’m on
Gün inerken yorgun bitkin dönülür köye
Dönüşte doludurulur nevaleler heybeye
Heybenin bir gözü aittir sebzeye öteki de meyveye
Pazardaki hormonlu ürünlere ne gerek çuvalla para vermeye
Bahçende yetiştirdiğin mahsule güçmü yeter üstelikte veresiye
Her türlü meyve sebze yetişir bazısını kıyamazsın yemeye
Elma armut kiraz ceviz domates patates patlıcan bamyadan fasulyeye
Vişne şeftali ayva kayısı üzüm alıç duttan iğdeye canın ne çekerse ye
Karanarak çalışıyoruz gündönümünden taki don ve kar düşünceye
Bozyere buğday ektik arpayı ekelim nereye
Verepyere ekelim ancak orayı ayırdım devrameliye
Çoluk çocuk kışın bol bol çitlek çitlesin diye
Bu sene kurak geçti nasipse bol bereket seneye
Bıldır herk olan tarlaya bu sene ektik fasulye
Fasulye de para etmezse emeğimiz gider güz veresiye
O kadar da dedim ekmeyin diye ama almadılar ellam mesabiye
Zaten bırak kârı külliyen zarar oldu bu iş bizim keseye
Şimdi bir bardak soğuk su iç bide kapıdaki asmadan üzüm ye
Aslında her şey nasip kısmet boşver değmez üzülmeye
Burası bizim köyümüz Aflak hemen geliver gezmeye
Bazen annen baban yumuşa salar seni dayıya teyzeye emmiye bibiye
Gittiğin evde varsa köpek yaklaştırmaz seni kıstırır bir köşeye
Sen can havliyle ünleyince dayıya teyzeye emmiye bibiye
Çıkar evden biri önce köpeğe bir şeyler küteler uzaklaşsın diye
Sonrada kızarak bağırır diğerlerine köpeği bağlayın diye
Bir bardak su içirirler sana kendine gelesin diye
Kimisi de der şuncacık paliden mi korktun kelee yada biyee
Bu arada köpeğin dişi çoktan geçmiştir ete deriye
Köpeğin verdiği yara bere iyileşmeden gönderirler seni yeni bir vazifeye
Bu defada gönderirler seni oğlum git ebeni dedeni bir yokla diye
Yoklama kullanılır bizde hal hatır sorma niyetiyle gitmeye gelmeye
Sende mecbur kalırsın istemiyerek te olsa yumuşu yerine getirmeye
Bu defa da karşına çıkar bir horoz başlar seni ibiklemeye
Bir türlü varamazsın gitmek istediğin ebeye yada dedeye
Bir tekme sallarsın horoza horoz da başlar karşı hamleye
Tam horozdan kurtuldum derken bu defada rastlarsın sürüye
Sürü dediysem bu bir kaz sürüsüdür bu defa da onlar girer devreye
Korktuğun köpek bu kez kurtarıcın olur bak sen kaderdeki cilveye
Kazlar seni kovalarken girerler köpeğin beklediği bölgeye
Bunun üzerine köpek kovalar kazları geldikleri yere gerisin geriye
Fırsattan istifade sende ulaşırsın menzile yani ebeye dedeye
Çok şükür ulaştık dersin dayıya teyzeye ebeye dedeye böleye
Ancak bu defada kimse inanmaz anlattığın hikayeye
Zayiatın horoz ve kaz tarafından verildiğine inandıramazsın derler biyee
Kelee obiyaarşi neymiş amaan canım uzun lafın kısası almazlar gaaliye
Bunlarda köyde yaşamanın nazar boncuğu olarak geçsin maziye
Bunları yaşadığım hadiseler olduğu için anlattım Aliye Veliye yada ilgiliye
Daha eşşekten düşme arı sokması kedi çiziği hikayesini anlatmadım kimseye
Burası bizim köyümüz Aflak anlatılmadık bir şey kalmasın geriye
Perşembe günleri Ortaköye pazar kurulur
Pazara genelde vasait ile gidilir yaya gidenlerse yorulur
Minibüsle gitmek için bakkalın önünde durulur
Eselerde İbilerde birde Patahamzalarda minibüs bulunur
Yaz aylarinda çarşı pazar Almancılarla doludur
Özellikle Perşembe günleri park yerlerinde boş yer yoktur
Her taraf BMW Mercedes Audi Wolksvagen ve Volvodur
Sen zannedersin burası değil Ortaköy Berlin Paris Londra ve Oslodur
Her evin garajında ve kapısında traktör motor bulunur
Bazen Massey bazen Fiat bazen Johndere yada Ford durur
Harman ve biçer zamanı boş römork yada vagon bulmak zordur
Motosiklet mobilet ve bisiklet ise her kapıda muhakkak olur
Eskiden Rus Java Alabacak gibi motosikletler meşhurdur
Yolları onlar doldurur herkesi sollar her yeride tozutur
Şimdilerde envai çeşit marka yolları doldurur
Ama yeni motorların ne sesi var ne de yeterince tozutur
Eski zamanlarda evde su sistemi lavabo çamaşır bulaşık makinesi yoktur
O yüzden kap kacak bulaşık çamaşır çeşmede yunur
Tokaç ve mintaks en onemli hacatlar arasında kendine yer bulur
Sonradan su tesisatı ve kanalizasyon sistemi kurulur
Artık ibriğe leğene tokaç ve türevlerine çok ta gerek yoktur
Buzdolabının olmadığı zamanlarda boşluğu karanlık oda doldurur
Çabuk bozulan ürünler güneş görmeyen karanlık odaya konur
Buzdolabı geldikten sonra karanlık oda artık tarih olur
Akşam üzeri genç kızlar çeşmeden su doldurur
Delikanlılar da çeşme yolunda köprünün başında oturur
Kimisi birrbirine havas olur yolun sonu düğün olur
Kimiside duygyusunu açamaz zamanla unutur unutulur
Akşama doğru çocukların gözü harmanyerine doğrulur
Çünkü orda herkes top peşinde koşuyordur
Hava kararana kadar karana karana koşulur
Maç kaybedilirse hüzün olur kazanılırsa sevinçle coşulur
En sevdiğiniz sporlar ata sporu güreş ve futboldur
Köyümüz zaten yetenekli gençlerle doludur
Müzemizde halen 2 adet kaymakamlık kupası bulunur
Burası bizim köyümüz Aflak futbol her daim bizden sorulur n
Akşamleyin yemek yenilir hep beraber
Yemeğin üzerine de demli bir çay iyi gider
Asla ihmale gelmez ahırda ki koyun ve inekler
Oğlum kızım git hayvanlara yem su saman ver
İlk akşamdan yatıp namaza evmezler
Gecenin köründe de olsa yatsıyı eda ederler
İşi gücü bahane edip namaz kılmayanı yererler
Bazıları uyurken bazıları sabah ezanını bekler
Sabah ezanıyla yeniden başlar işler güçler
Güneşle birlikte açmıştır kabakta ki taze güller
Evin Hanımı bir gül dolması yapsa da ailece yeseler
Elma armut iğde üzüm pekmez deyince akla ilk Aflak gelir derler
Kayalıboğaz Davutağa Çallaa Hüyük ve Akpınar mevkiinde yetişirler
Hasatı genelde ambarda yada açtıkları kuyularda bekletirler
Birazını pazarda satar birazını da kendileri yerler
Misafirin yolcunun hayırcının hakkını ayırmayı da ihmal etmezler
Burası bizim köyümüz Aflak kul hakkı yiyeni asla sevmezler
Aflakta iş bitmez hiç bir zaman her dönem devam eder işler güçler
İlkbahar Yaz Sonbahar Kış her mevsim kendine has işler
Kışın soba kurar tezzek yakar çığır açar dambaşı kürürler
Sobanın fırınına bazen kumpür atar bazende kömbe çekerler
Bazende gevretirler ekmeği üstüne tereyağ ve peynir sürerler
Arada sırada ava çıkar avladıklarını eve getirir pişirirler
Avlayamazlarsa bir şey bahaneleri çoktur kırk dereden su getirirler
Bahar gelincede budak budar bel beller dikme dikerler
Gübre atar ilaçlama yapar nohut kabak devrameli ekerler
Bağ gözü açar bağ beller kükürt atar çapa çekerler
Karık yapar sebze eker filiz diker koslü gözlerler
Yazın sebze meyve sular sap saman arpa buğday hasat ederler
Nohut yolar kabak toplar ot biçer saman çekerler
Şerbet içer nişan yapar Düğün dernek kurar oğlan kız everirler
Güzün bozuk bozar tohum eker kışlık ekmek ederler
Kışa hazırlık yapar her türlü konserve turşu pekmezi hazır ederler
Yazın ekin olan yeri güzden sürer yeni sezona hazır ederler
Okul açılır okullu okuluna şehirli şehrine yolcu da yoluna gider
Malesef kışın nüfus sayısı her geçen gün azalmaya devam eder
Bu devri daim hep böyle şaşmadan şaşırmadan sürer gider
Burası bizim köyümüz Aflak resmiyette ise Akpınar geçer n
Uyan çoban uyan sürüde kurt var Mor koyun yaralı kuzu perişan Şakiler inliyor sızlıyor dağlar Mecnun çöle dargın yazı perişan
YAKUPALİ BABANIN EVİNİN ÖNÜNDE
AKPINAR KÖYÜ YOLU
Yatmadan önce karar verilir yarın şu işi yapsak
Patoza sapmı atsak yoksa pakla pancar mı yolsak
Ya da Harmanyerinde yabayla tınas mı atsak
Veya tepe mahalleden getirip dama çorak mı atsak
Çelenin düzeni yok adam bulup orayı mı onarsak
Baca iyi çekmiyor üstüne bir kaç kor mu koysak
Keşke Güz gelse de bozuk bozsak yada pekmez kaynatsak
En sevdiğim iş elma toplamak ve de ceviz çırpmak
Birde bahar geldiginde bağ gözü açmak
Hava yağarsa çardağın altında çalı çirpi kırsak
Veya kapı peceyi düzeltip güzelce toplasak
Kış gelmeden odun kömürün tedariğine baksak
Çok şükür bu sene elimizde var yeterli yakacak
Tandıra atmak için biraz saçkı saman ayarlasak
Sabah hocanın ezanıyla kışlık ekmeğe başlasak
İçli kömbe börek soğanlı kıymalı öymeli yapsak
Sonra serilir yünden sırınmış yorgan yastık yatak
Evvela uşaklar uyutulur Heyket anlatılarak
Ardından söndürülür lambalar uykuya dalar Aflak
Yarına çıkmak ya nasip olur ya da olmaz el hak
Mahşerde yüzlerin kızarmasinı istemiyorsak
Bunun yolu kimsenin ahını alıp kalp kırmamak
Burası bizim köyümüz Aflak hikayenin sonuysa er geç kara toprak
Ali Rıza BABA
30 Eylül 2006 – ANKARA (Nisan 2025 te güncellenmiş 50 mısradan 500 mısraya çıkartılmıştır)
Aslında küçük bir şiir diye başladığımız bu çalışma zamanla formatının dışına çıkarak farklı bir yöne evrildi. 20 kıta ve 500 mısradan oluşan bu çalışmada amaç unutulmaya yüz tutmuş faaliyetlerin ve yerel söz ve deyimlerin gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Şiiri okuyan yeni nesil arkadaşlar ve Aflak şivesine vakıf olamayanlar için kısa bir bilgi notu vermek istiyorum. Anlamını bilmediğiniz muhtemel kelimeler ve deyimler şunlar olabilir.
1- Entari: Eski dönemlerde giyilen etekli kıyafet
2- Köynek: Gömlek
3- Asbap: kıyafet
4-Keçe : çobanların giydiği onları soğuktan koruyan hakiki yünden yapılmış özel kıyafet.
5- Malaklı ve kangal: anadoluya özgü çoban köpeği cinsleridir.
6- Yumuşa salmak veya yumuş buyurmak: talimat vermek veya görev vermek anlamında kullanılan bir kelimedir.
7 – imece: tek başına yapılması zor işlerin karşılıklı yardımlaşma şartıyla birlikte yapılmasıdır.
8- keşşik: sırayla yapılan işlerde kullanılan bir ifadedir. Sıra nöbet anlamında kullanilir
9- ellam: galiba herhalde muhtemelen anlamında kullanılır.
10- bıldır: geçen yıl anlamında kullanılır.
11– heyket:masal anlamındadır.
12- herk : nadasa bırakma anlamındadır nadas ne diye sorarsanız tarlayı dinlendirmek için o yıl ürün ekilmemesi faliyetidir.
13- uşak : burada küçük çocuklar kastedilmistir çocuk anlamındadır.
14- mero: su bekçisi anlamındadır. Sulama faaliyetini organize eden özel bir bekçi türüdür.
15- bozuk çalmak: kızmak fırça atmak azarlamak anlamındadır.
16- evmek : acele etmek anlamındadır.
17- güz veresiye: boşa giden emeği yada bosa geçen zamani kastetmektedir.
18-heybe : özel bir malzeme taşıma çantasidir. Özellikle binek hayvanlarına yüklenen yüklerin dengeli taşınmasını sağlamak amacıyla iki gözlü olarak yapılır.
19- nevale : sebzelerin yeşil versiyonunu ifade eder .başka anlamları da vardır buradaki anlamı özellikle yeşil sebzelerdir.
20- kirmen : yünü ipe çeviren geleneksel bir aletin adıdır. Kirmen eğirme ise bu faliyete verilen isimdir.
21- evirmek: yufka ekmeğin dengeli pişmesi için ters yüz etme hareketi yada eylemidir.
22- cacık dişirmek :madımak ve benzeri yeşil yenilebilen sağlıklı yabani besinlerdir.
23- öyün pişirmek yada öyün vurmak : yemek yapmak anlamındadır.
24- yünden sırınmak: yünden yapılmak yünden imal edilmek
25: Erinmek : tembellik yapmak yeterince öemsememek gibi anlamları vardır.
26- Dolamaç , Davutaga, Toraman , Beşikkaya Kayaliboğaz, Bozdağ köydeki bazı mevkilerin ve yerlerin adıdır. Özel isimlerdir.
27- tırpan, çapa, yaba , dirgen : herbiri ayrı ayrı tarım aletleridir.
28- Laline yatmak : işine gelmek kolayına gelmek
29- Temşiyet vermek : emir vermek talimat vermek
30 – Göbelek: mantar
31- Kumpür: patates
32- Mesabiye almak : Önemsemek değer vermek kale almak ciddiye almak v.b
32- Geriyle saman Çekmek: atarabasi kağnı kullanıldığı dönemlerde ahşaptan yapılan birr tür römork yada vagon . günümüzün modern römorklarina da eskiden kalma alışkanlıkla ek ilave takıldığında bir ölçü birimi olarak geri denilir. Örnek samanliğa iki geri saman attım.
33- İlenmek: şikayet etmek, söylenmek,
memnuniyetsizliği dile getirmek
34- Verep: yamaç yada eğimli arazi
35- Icık: azıcık kelimesinin halk arasinda kullanılan şekli
36- Yazaar: herhalde galiba bazende meğer yada hal bu ki, anlamında kullanılan yerel bir ifadedir.
36- Malamat olmak: rezil rüsvay olmak anlamında yerel bir kelimedir
37- Onmak: ilerlemek gelişmek zenginleşmek daha iyi bir hale gelmek anlamında kullanılan yerel bir kelimedir
38- Devrameli: ayçiçeği bitkisinin yerel adıdır
39- Kaza: İlçe anlamında kullanılan eski dilde bir kelimedir
40- cumacesi: cuma öncesi kelimesinin ses düşmesi sonucunda ortaya çıkan bir kelimedir.
41- ibdi : önce ilk gibi anlamları vardır
42- Dölek durmak: yaramazlık yapmamak sakın bir şekilde durup rutiinin dışına çıkmamak
43- Ansız: Söz dinlemeyen
44- Culluk: Hindi
45- Ecer: yeni
46- Güva: Damat
49- Öteberi: malzeme
50- Bissaal : Biraz sonra birazdan
51- Karanmak: çok aşırı çalışmak
52- Günaarşi: Güne karşı
53- Helke: kovaya benzeyen bakır süt kabı
54- Cingil: yoğurt süt konulan helkenin küçüğü bakır kap.
55- Dulda : zula, ruzgar sıcak soğuktan nispeten korunan alan
56-Kocabaş: kurutulmuş et buzdolabının olmadığı dönemlerde eti muhafaza etmek için geliştirilmiş pastirmeye benzeyen bir et saklama yöntemi.
57- Kösgelmek: uyku ile uyanıklık arası hafif uyku genelde yatak dışında otururken anlık uykunun basmasisonucu doğaçlama gelişen bir durum.
58- çorak: bir toprak çeşidi bitkisel verimi az ama geleneksel Anadolu köy yapilarinda kullanılan bir tür toprak.
59 – Çelen: evin saçağı daha ziyade çatisiz kerpiç evlerde olur.
60- Akıldane: Akıl danışılan bilge kişiler
61- Şirahne : Şirahane pekmez yapmadan önce üzümlerin işlem gördüğü havuz benzeri yapı
62- Hecaz: Hicaz bölgesi hac görevinin ifa edildiği içinde Mekke Medine’nin yer aldığı kutsal topraklar.
63- Kütelemek : Fırlatmak atmak
64- ibiklemek: Gagası ile ısırmak
65- Şırrahımak: Şımarmak
66- Aşır aşı: Aşure çorbası
67- Hayırcı: ihtiyaç sahibi olup birilerinden ihtiyacı olan şeyi ihtiyacı kadar talep edip hayra vesile olan kişi bu yönüyle dilenciden farklıdir. Dilencinin Aflakça da ki karşılığı ise dişiricidir.
68-Şaklamak : ortadan ikiye ayırma işlemi
69- Güva: Dammat
70- Martaval: Abartılı söz palavra
71- Koslü : Köstebek
Akşamları uşenmesek konu komşuya ülüş salsak
Ramazan gecelerinde teravihi kaçırmasak
Arefe günü yediden yetmişe oruç tutsak
Tuttuğumuz oruçları ana babamıza satsak
Karşılığında hedayeler aferimler alsak
Ecer alınmış bayramlıklara sarılarak uyusak
Bayram günü bayramlıkları kuşansak
Sabah erkenden camimizi doldursak
İçeride yer olmazsa dışarıda saf tutsak
Bayram namazı çıkışı mezarlığa koşsak
Gelmiş geçmiş büyüklerimize dua okusak
Sonra tüm köyü kapı kapı dolaşsak
Büyük küçük herkesle bayramlaşsak
Bayram şekerlerinin hepsini toplasak
Ceplerimiz almazsa poşetlere koysak
Bunu yaparken ne utansak ne de sıkılsak
Arefeden çekilen kömbeyi yanımıza alsak
Topladığımız harçlıklarla da top alsak
Bir elimizle topu öbürüyle kömbeyi tutsak
Bir tekme topa bir ısırık ta kömbeye atsak
Harmanyerine koşup akşama kadar oynasak
Çok isterdim bu bayramda da çocuk olmak
Doyasıya koşup çelik çomak ve top oynamak
Hemde bizim köyde Aflakta bunu yapmak
Hiç ayrılmadan köyumde mutlu mesut yaşamak
Aflak.Net sitemiz sizlere yaklaşık yirmi beş yıldan bu tarafa hizmet vermektedir.Bu Hizmet sürecinde Ben zafer BAYRAKLI olarak ön planda görünmüş olsam da görünmeyen emektarlarımızdan biri olan en başta Yeğenim Serkan BAYRAKLI 25 Yıl boyunca hem bilgi konusunda hem de site dosyalarının bulunduğu ve site isminin yani domain konusunda çoğu zamanlar Yeğenim Serkan BAYRAKLI bizlere bu imkanı sağlamıştır. Çoğumuzun da bildiği gibi internet ortamında Web sitelerinin yıllık belli bir maliyeti olmaktadır.Web sitemizin bizlere hiç bir getirisi yoktur. Bizim amacımız sadece Öncelikle köyümüzde olan olayları haberdar etmek resim ,ve videolarla geçmişimizi hatırlamaktır.
Bu Sitede Görünmeyen Emektarlarımızdan Biri Olan Ali Rıza BABA’Nın da Çok Büyük emeği bulunmaktadır. Şiir ,Bilgi yarışmasındaki bir çok içerik Ali Rıza BABA’Ya Aittir.
(Merhum) Hacı İsmail KOYUNCU Kızı Aysel KOYUNCU 07:03;2025 Tarihinde Hakkın Rahmetine kavuşmuştur. Allah rahmet eylesin Rabbim mekânını cennet eylesin.
Kazım Eşi Ayşe DEMİRYÜREK Vefat Etti Akpınar Köyünden olup Plevne Mahallesinde ikamet eden Kazım Demiryürek eşi Taksici Raşit ve Arefe Demiryürek’in anneleri Ayşe Demiryürek 24.02.2025 Tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur Mekanı Cennet Olsun.
15Daha önceki yazılarımı takip edenler hatırlayacaklardır, Aflak Net kapanıyor mu diye bir başlık atmıştım.Ve kapanmadı,kapanmayacaktı da zaten.Ama ilgilenen de çok olmadı sana çok ta…. der gibi çoğunluktan ses çıkmadı.Neyse Gurbetçinin Sesi, nefesi olan sitemiz gerçekten de değerli Muhtarımın takibiyle sürekli güncelleniyor ve mükemmel olma özelliğini koruyor.
Değerli muhtarım ve siz Aflak net takipçileri; bu siteye aşağı yukarı hepimiz bilgisayarın başına vardığımızda bir göz atarız.O yüzden özellikle gurbette olan uzun yıllar birbirini görmeyen siz sevgili hemşehrilerimize bir önerim olacak.
Önerimi bir olayı anlattıktan sonra başlamak istiyorum.Bilindiği üzere ülkemizde Kurtuluş savaşında mücadele etmiş çeşitli iller,ilçeler ve kasabalar var(Antep, Maraş İzmir,Urfa,Adana vs… ) Ve bu iller her yıl kurtuluş Ay ve Gününde şenlikler yaparlar eğlence ve gösteriler düzenleyerek coşkulu bir çekilde kutlamalar yaparlar. Denizli de bir kasabanın Belediye başkanı da nede benim kasabamda böyle bir şenlik yok,nasıl böyle birşey yapıp halkı kaynaştırabilirim,neşelendirebilirim diye düşünürken….Aklına kurtuluş günü olmayan Kasabaya bir kurtuluş günü vermiş, ilan etmiş ve her yıl düzenli bir şekilde kurtuluş günü şenlikleri yapılıyor hale gelmiş.Halkın da çok hoşuna gidiyormuş.
Evet sevgili hemşerilerim çoğumuz köyümüzün dışındayız.Köye kim ne zaman geliyor, ne zaman gidiyor bilmiyoruz bile.Akrabalık bağları iyce kopmuş.Komşu komşuya varmaz hale gelmiş.
İşte böyle bir ortamda ben belki bir çare belki bir güzellik belki bir kaynaşma,bir bütünleşme,belki bir görüşme ,hasret giderme,belki bazıları bu da nerden çıktı da diyebilir.(Herkesin görüşü kendine)bu düşünceyle istedimki Temmuz ayında; Mesela 10-11-12 Temmuz tarihlerinde Harmanyerinde şenlik kursak,Masa,Sandalye, Gölgelikler Ve Köyümüze ait önemli yiyecekler yani kazanlarda kaynasa.Birinde yahni,birinde Pilav,Ayran çorba (aşır aşıydı herhalde)pelize,Bulgur pilavı,turşu bir yanda kombe çekilse,işli börekler yapılsa ,Semaverler kaynasa ,sonra kumbetliler de unutulmasa.Muhabbetler gani olmaz mı? herkes o günlerde oraya gelmez mi ?hasretler giderilmez mi? Dostluk,arkadaşlık pekişmez mi?Ne olur nasıl olur diye ben önerimi sunsam.
Daha başka görüşleri olan varsa katkı yapabilir.Sa
Saygılar sunuyorum.
NOT:Konuyu sitemizin anketindede oy kullanarak değerlendirebilirsiniz ama ziyaretçi defterine yazılı olarak yazarsanız ne düşündüğünüzü ve kimlerin bu konuya olumlu baktığını daha açık bir şekilde anlayabiliriz
Karahalillerin Mustafa DEMİRYÜREK Vefat etti 1932 doğumlu olan ve onbirinci aydan bu tarafa rahatsızlığı olan Mustafa DEMİRYÜREK bugün öğle sıralarında aniden rahatsızlanarak vefat etti.oğlu ihsanın beklenmesi nedeniyle merhumun cenazesi yarın köyümüzde toprağa verilecek Mustafa DEMİRYÜREK’e ALLAH’tan rahmet yakınlarına uzun ömürler diliyoruz
İşçiliği köyümüzden karşılanmak şartıyla köyümüze Kaymakamlığımız tarafından dörtbin metrekare taş verilecektir.Muhtarlarla yaptığı toplantıda Kaymakamımız Sayın H.Mete BUHARA 2011 mart ayının onbeşine kadar işçilik parasını kaymakamlığa ödemeyen köylere taş verilmeyeceğini açık bir şekilde beyan ederek işçilik ücretinin metrekare fiyatı üç liradan olduğunu fakat köylerden metrekare fiyatı olarak birbuçuk liradan alınacağını üzeride köylere hizmet götürme birliği tarafından karşılanacağını belirtti.Verilecek bu taşlar başta camii yolu, sağlık ocağı ve muhtarlığın önü olmak üzere gerekli yerlere yapılacaktır.
Oda Meclisine ve yönetim kuruluna girebilmek için Yoğun mücadele veren delegeler en sonunda
Ortaköy ziraat odası oda meclisini ve yönetim kurulunu seçti.13.02.2011 tarihi saat 9 da başlayan seçimin dengeli olacağı tahmin edilsede H.emin COŞKUN.un Hanımı Yıldız COŞKUN.un Blok listesi 26 ya 11 oy alarak seçimi açık ara önde bitirdi .
Yıldız COŞKUN un On dokuz kişiden oluşan oda meclisi kendi içinden yedi kişilik yönetim kurulunu oylamayla seçti ve yakın bir tarihte de yönetim kurulu kendi arasından Ziraat odası başkanını belirleyecek
Geçirdiği rahatsızlık nedeniyle uzun zamandır tedavi gören ve 1966 doğumlu olan Ali DEMİRYÜREK tedavi gördüğü hastanede yaşamını.yitirdi. Merhumun cenazesi ögle namazına müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Akpınar köyü mezarlığında toprağa verildi DEMİRYÜREK’e ALLAH’tan rahmet, dost ve akrabalarına sabır ve uzun ömürler diliyoruz.
köyümüzde yoğun karyağışı devam ediyor sabaha karşı başlayan karyağışı gün ortasına kadar devam ediyor devam edeceğide tahmin ediliyor kar kalınlığı 20 santime ulaştı
Cihan Emel Demiryürek Ortaköy’ün Kırşehir’e bağlanmaması için kapı kapı dolaşıyor
Kırşehir’de önce bir yalanın ortaya atılarak bu yalana dayanılarak iki ilçemizin istenmesi,tepki verilmeyince de üçüncü ilçenin de ilave edilmesine üstüne ölü toprağı ekilmiş gibi Aksaray’dan hiçbir kurum ve kuruluş tarafından tepki gösterilmezken Kültür araştırmacısı ve Yazar Cihan Emel Demiryürek Ortaköy’de kapı,kapı dolaşarak İlçenin Kırşehir’e bağlanmasının zararlarını,Aksaray’da kalmasının faydalarını anlatıyor.
Önce Kırşehir Esnaf ve Sanatkarlar birliği başkanının Ortaya attığı tarih boyunca hiçbir zaman Kırşehir’e bağlı olmayan ilçelerimiz için“Eski ilçelerimiz Ortaköy ve Sarıyahşi yi geri istiyoruz” yalanına Aksaray’ın il ve ilçe Mülki ve mahalli amirlerinden, İktidar ve Muhalefet Milletvekillerinden, İktidar ve Muhalefet Partilerinden Meslek Odaları ve Sivil Toplum Kuruluşlarından tepki gösterilmemesi üzerine bu defada Kırşehir Baro Başkanı Gökhan Maraş Ortaköy ve Sarıyahşi nin yanı sıra Ağaçören ilçemi zinde kendilerine bağlanmasını istedi.
İKİ DELİ MAHMUT TANBAŞKA TEPKİ GÖSTEREN OLMADI
Kırşehir Baro başkanın bu dahada ileriye giden isteğine tepki gösteren ikiside hizmetleriyle gönüllerde taht kuran Türkiye Büyük Millet Meclisinin(TBMM) ilk ve tek Hayali İhracat Komisyonu Başkanı ve milletvekilliği döneminde Aksaray Polis okulu,Polis evi ve Devlet Hastanesi başta olmak üzere yüzlerce hizmeti gerçekleştiren ”Deli Mahmut”(*) Mahmut Öztürk ile onun gibi hizmetleriyle Ortaköy’ü köy olmaktan kurtarıp Şehir haline getiren hizmetleriyle vatandaşların gönlünde taht kuran “Deli Mahmut”(*) unvanlı ikinci siyasetçisi Mahmut Ütük tepki göstermişti.!
İkisinin tepkisini Salı günü gazetemizde yaptığımız haber de duyurmuştuk.
CİHAN EMEL KAPI,KAPI DOLAŞARAK ORTAKÖYÜN AKSARAYDA
KALMASI İÇİN ESNAFA VE VATANDAŞLARA DİL DÖKÜYOR!
Kırşehir’in önce ortaya aslı astarı olmayan bir yalan atarak tarih boyunca hiçbir zaman kendilerine bağlı olmayan Ortaköy ve Sarıyahşi’nin kendilerine bağlıymışta onlar 1954’de ilçe haline getirilince onlardan koparılmış imajı oluşturularak bunların kendilerine geri verilmesini istemesi.
Ardından ise bu yalanın devamı niteliğinde olan Kırşehir Baro Başkanının Ortaköy ve Sarıyahşi ilçelerimizi istemelerinin yanında birde bu ilçelere üçüncü ilçe Ağaçören’i de istemelerine Aksaray’dan kurumsal olarak tek bir ” tıkın ”bile çıkmamasına karşın Aksaray’a bedel Cihan Emel Demiryürek tepki koyuyor.
Ortaköy’de esnaf, esnaf ve ev, ev gezen Kültür araştırmacısı ve Yazar Cihan Emel Demiryürek Ortaköy’ün tarih boyunca devamlı Aksaray bağlı olduğunu, hiç bir zaman Kırşehir’e bağlanmadığını, Kırşehirli yetkililer tarafından ortayla atılanın yalan olduğunu.
Ortaköy’ün Aksaray bağlı kalmasının faydalarını ve Kırşehir’e bağlanmasının ise kendilerine ve gelecek nesillere vereceği zararları anlatarak kamu oyu oluşturuyor.(Haber Ali Genç)
HABER ARKASI Ali Genç
TÜM AKASARAY BİR EMEL OLAMADI
Kırşehir Esnaf ve Sanatkârlar Birliği başkanı aslı astarı olmayan bir yalan ortaya atıyor ve sonrada bu yalana sarılarak bizim Ortaköy ve Sarıyahşi ilçelerimizin iadesini istiyor.
Aksaray’ın Makam sahipleri, İktidar ve Muhalefetteki siyasileri, Meslek Odalarıyla Sivil Toplum Kuruluşlarından bu yalan ve bu yalana dayalı haksız isteğe,bizden ilçeler koparılmasına yetkililerinden “tık” yok.!
Biz masum kuzu gibi olunca aslı astarı olmayan bir yalana sarılarak kendilerinden Ortaköy ve Sarıyahşi ilçelerimizin zorla koparıldığı imajını oluşturduklarından bu defada Kırşehir Baro başkanı aynı isteği birde ilave yaparak tekrarlıyor.
Aksaray’dan Kırşehirlilerin görüşme için davet ettiği ve bu daveti kabul etmeyen Ortaköy’ün hizmetleriyle destanlar yazan Belediye Başkanı Mahmut Ütük ile yine onun gibi milletvekilliği döneminde isteyen her yere istenen hizmetleri götüren ilimizin iki elin parmaklarını geçmeyen efsane siyasetçilerinden eski Milletvekili Mahmut Öztürk’ün dışında bir Allah(c.c.)’ın kulu çıkıpta” Kardeşim siz kimin malını kimden alıyorsunuz, oturun oturduğunuz yerde.” demedi, diyemedi.
Onların yapamadığını bir Cihan Emel Demir Yürek tek başına yapıyor.
Bir taraftan Kırşehir’e gerekli tepkiyi gösterirken, diğer taraftan ise muhtemel bir ayrılığı önlemek için kulis yapıyor, kamuoyu oluşturuyor.
Yani anlayacağınız Aksaray’ın mevkii ve makamlarında bulunan,makam araçlarına binip, emirlerine makam araçlarıyla makam şoförleri verilen etkili ve yetkililerin yanı sıra yüz binlerce Aksaraylının yapamadığını Cihan Emel Demiryürek yapıyor.
Emelin bu çabasını görünce kendi mide içine katarak” Tüm Aksaray bir Emel olamadı!”demekten kendimi alı koyamıyorum.
Büyüklerimizin “ Sahipsiz Vatanın Batması Haktır Sen Sahip Olursan Bu Vatan Batmayacaktır” Sözüyle büyüyen etkili ve yetkililerimizin İlkler ve Tekler Şehri,Evliyalar otağı Şehirlerin atası Aksaray’ımızın 1861-1920 ve 1933-89 yılları arasındaki gibi tekrar ilçelik prangasına çarptırılarak esaret altına alınmaması için her Aksaraylının mutlaka bir Emel Cihan Demiryürek olması ve onun yaptığını yapmaları,yapmazlarsa bunun hesabı çeşitli sebeplerden dolayı bu dünyada sorul masada ahrette misliyle ödeyeceklerini bilmeleri dileğiyle Cuma’nız Mübarek Olsun. Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.